Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un kahraman Türk ordusu ve milletine ithafen yazdığı İstiklal Marşı, 12 Mart 1921’de Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından kabul edildi.
Kurtuluş Savaşı devam ederken Maarif Vekaleti (Milli Eğitim Bakanlığı) “Milli Marş” yazılması için şiir yarışması düzenledi ve 500 Lira ödül belirledi.
Gözler, Çanakkale Şehitleri’ne yazdığı muhteşem şiirle Türk milletinin gönlünde taht kuran Mehmet Akif Ersoy’dan çevrildi. Ancak Akif, konulan ödül yüzünden yarışmaya katılmadı. Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey, Mehmet Akif ile görüşerek, onu yarışmaya katılması için ikna etti. Bunun üzerine Mehmet Akif, Ankara’da Tacettin Dergâhı’na kapanarak yaklaşık 10 gün içinde “İstiklal Marşı” adını verdiği “Milli Şiir”i yazdı.
TBMM tarafından 12 Mart 1921 tarihinde kabul edilen İstiklal Marşı, Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı 10 kıtalık dizelerle kayıtlara geçti.
Milli Şair, İstiklal Marşı’nın kabulünden sonra kazandığı 500 Liralık ödülü Kızılay (Hial-i Ahmer) bünyesindeki Darül Mesai Vakfı’na (Fakir kadın ve çocuklara meslek öğreten ve cepheye kıyafet gönderen vakıf) bağışladı.
Birkaç gazeteci, ölümünden kısa bir süre önce Mehmet Âkif’i ziyarete gitti. Sohbet sırasında söz bir ara İstiklal Marşı’ndan açıldı ve bir vesile ile değiştirilip değiştirilemeyeceği konuşuldu. Âkif hasta yatağından heyecanla doğruldu, yanından hiç ayrılmayan genç dostu Âsım Şakir’in arkasına koyduğu yastığa yaslanmadan önce,
Meclis’te kabul edildiği gün Zonguldak Milletvekili Tunalı Hilmi hariç herkesin ayakta dinlediği İstiklal Marşı’nı değiştirmeye kimsenin gücünün yetmeyeceğini söyledi. Bitkin bir halde yastığa yaslanırken “İstiklal Marşı bir daha yazılamaz” dedi. “Kimse bir daha İstiklal Marşı yazamaz, ben de yazamam!” Sonra derinden gelen bir sesle: “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın!” dedi, sustu.
استقلال مارشى
İstiklal Marşı
قهرمان اوردومزه
(Kahraman Ordumuza)
قورقما، سونمزبو شفقلرده يوزن آل صانجاق
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak,
سونمدن يوردمك اوستنده توتن اك صوك اوجاق
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
او بنم ملتمك ييلديزيدر، پارلاياجاق
O benim milletimin yıldızıdır parlayacak!
او بنمدر ، اوبنم ملتمكدرآنجاق
O benimdir, o benim milletimindir ancak!
Şair Türk ulusuna ve onun ayrılmaz bir parçası olan kahraman Türk ordusuna “Korkma!” diye sesleniyor.
Akşam ufuklarının al rengi silinebilir, ama Türk bayrağının al rengi hiç bir zaman sönmez. Bu bayrak yurdumda son aile ocağı, son kişi kalıncaya dek dalgalanacaktır. Bayrak,
Türk ulusunun yıldızı, açık talihi gibi hep göklerde parlayacaktır. O, yalnızca Türk ulusunun sembolüdür, dünya durdukça da öyle kalacaktır.
چاتما ، قوربان اوله يم ، چهره كى اى نازلي هلال
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
قهرمان عرقمه بر كول .. نه بو شدت بو جلال
Kahraman ırkıma bir gül… ne bu şiddet, bu celâl?
سكا اولمازدوكولن قانلريمز صوكره حلال
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal.
حقيدر ، حقه طاپان ، ملتمك استقلال
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal.
Ey yeni doğmuş ay ile bezenmiş, gönlü yüce, gururlu bayrağım! Uğruna canımı vereyim. Ne olur, kaşlarını çatma, yüzünü asma. Bana, Türk ulusuna gücenme. Kahraman
Türk ulusuna bir kerecik gül. Tarih boyunca seni şanla, şerefle dalgalandırabilmek için kanımızı akıttık, sayısız şehit verdik. Bu öfke, dargınlık, şiddet ve durgunluğun sebebi nedir?
Böyle durgun, dargın, küskün durursan sonra tarih boyunca atalarımızın senin uğruna akıttıkları kanlar sana helâl olmaz. Doğruluktan, Allah’ın buyruğundan ayrılmayan Türk ulusunun özgür ve bağımsız yaşamak vazgeçilmez hakkıdır.
بن ازلدن بريدر حر ياشادم ، حر ياشارم
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;
هانكى چیلغین بکا زنجير ووراجقمش ؟ شاشارم
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
كوكره مش سل كبى يم : بنديمى چيكنر، آشارم
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
ييرتارم طاغلرى ، انكينلره صيغمام طاشارم
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Şair “ben” diyor. (Ancak kast ettiği mana aslında “biz”dir, Türk milleti adına konuşmaktadır.)
Şair bu kıtada Türk milletinin her zaman özgür yaşadığını ve yaşayacağını, buna kimsenin engel olamayacağını, bu özgürlüğe zincir vurmak isteyenlerin çabasının beyhude olduğunu söylüyor.
Türk milletinin böyle bir durum karşısında Ergenekon Destanı’nda olduğu gibi dağları delip tüm zorlukları aşacağını söylüyor.
غربك آفاقنى صارمشسه چليك زرهلى ديوار
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar.
بنم ايمان طولى كوكسم كبى سرحدم وار
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
اولوسون ، قورقما نصيل بويله بر ايمانى بوغار
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
مدنيت !” ديديكك تك ديشى قالمش جاناوار “
‘Medeniyyet!’ dediğin tek dişi kalmış canavar?
Bu kıtada Şair vatanımızı istilaya kalkışan Avrupalılara meydan okuyor.
Batı’yı tek dişi kalmış canavara benzeten Şair, Avrupa’nın mevcut teknik imkânlarını seferber ederek topuyla, tüfeğiyle, tankıyla bizi yok etmeye çalıştığını ancak Türk milletinin korkmamasını, Mehmetçiğin iman gücüyle karşılık vereceğini söylüyor.
آرقداش ! يورديمه آلچاقلرى اوغراتما صاقين
Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın;
سپر ايت كووده كى ، طورسون بو حياسزجه آقين
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
.طوغاجقدرساكا وعد ايتديكى كونلر حقك
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın,
كيم بيلير، بلكه يارين ، بلكه ياريندن ده ياقين
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Şair kahraman Türk askerine hitap ediyor. Türk yurdunu alçakları uğratmaması için gerekirse canını feda etmesini tavsiye ediyor.
Şehit gövdelerinin meydana getireceği siperler düşmana mani olacaktır.
Şair düşmanın çok kısa bir süre içinde bu hayasızca akına son vereceği Allah’ın Türk milletine Kur’an’da vaat ettiği zafer gününün yarından bile daha yakın bir zamanda doğacağına inanmaktadır.
باصديغك يرلرى ” طوپراق ! ” دييه رك كچمه ، طانى
Bastığın yerleri ‘toprak’ diyerek geçme, tanı!
دوشون آلتنده كى بيكلرجه كفنسز ياتانى
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
سن شهيد اوغليسين ، اينجيتمه ، يازيقدر، آتاكى
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.
ويرمه ، دنيالرى آلسه ك ده ، بو جنت وطنى
Verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı.
Şair Türk ordusuna vatanın kutsallığını hatırlatıyor. Ayak basılan bu toprağın normal bir toprak olmadığını, üzerinde atalarımızın/şehitlerimizin kanı olduğunu ve bu yüzden bir kutsiyet ifade ettiğini söylüyor.
Bu vatanın şehit kanlarıyla sulandığı için çok değerli olduğunu ve dünyalara değişilemeyeceğini belirtiyor.
كيم بو جنت وطنك اوغرينه اولمازكه فدا
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
شحدا فيشقيراجق طوپراغى صقسه ك ، شهدا
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
جانى ، جانانى ، بوتون واريمى آلسينده خدا
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
ايتمسن تك وطنمدن بنى دنياده جدا
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.
Şair bu vatan için herkesin canından seve seve vazgeçebileceğini ve vatanın her karışında şehit kanı olduğunu söylüyor. Allah’ın gerekirse canımızı, her şeyimizi almasını ama bizi vatanımızdan ayırmamasını diliyor.
روحمك سندن الهى شودر آنجاق املى
Rûhumun senden İlahî, şudur ancak emeli:
دكمه سين معبديمك كوكسنه نامحرم الى
Değmesin ma’bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!
بو اذانلركه شهادتلرى دينك تملى
Bu ezanlar-ki şehâdetleri dinin temeli,
ابدى يورديمك اوستنده بنم ايكله ملى
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.
Şair bu kıtada Allah’a hitap ediyor. Şair’in Allah’tan tek dileği ibadethanelere düşman elinin değmemesidir. Camilerimizde okunan ezanların dinimizin temeli olduğunu ve sonsuza kadar Türk yurdunun üstünde yankılanmasını temenni ediyor.
او زمان وجد اله بيك سجده ايدر وارسه طاشم
O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım.
هر جريحه مدن الهى ، بوشانوب قانلى ياشم
Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım;
فيشقيرير روح مجرد كبى يردن نعشم
Fışkırır rûh-ı mücerred gibi yerden na’şım;
او زمان يوكسله رك عرشه دكر، بلكه ، باشم
O zaman yükselerek arşa değer belki başım!
Şair bu kıtada Türk yurduna düşman eli değmediği zaman, şayet ölmüşse mezar taşında bir taş varsa, o taş bile Allah’a olan şükranlarımı ifade eder, huzurla senin yanına gelirim diyor.
Her secde etmesinde, her yarasında kanlı yaşların boşaldığını ve belki naaşının arşa değeceğini de temenni ediyor.
طالغه لان سن ده شفقلر كبى اى شانلى هلال
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
اولسون آرتيق دوكولن قانلريمك هپسى حلال
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
ابدياً سكا يوق ، عرقمه يوق اضمحلال
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl;
حقيدر، حر ياشامش ، بايراغمك حريت
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet,
حقيد حقه طاپان ، ملتمك استقلال
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!
Şair zafer gününün heyecanını yaşıyor. Şanlı bayrağımız dalgalandıkça gökyüzünü şafakla yarış edercesine gökyüzünü kızıl renge boyayacağını belirtiyor.
Türk milleti yeniden bağımsızlığına kavuştuğunu ve artık onun için yok olma korkusu kalmadığını söylüyor. Bağımsızlığın, hür yaşamanın Allah’a inanan ve doğruluktan ayrılmayan Türk milletinin en doğal hakkı olduğunu belirtiyor.
İstiklal Marşı İstiklal Marşı ne zaman kabul edildi?, İstiklal Marşı niçin yazılmıştır? ,İstiklal Marşı’nı kim yazdı? , İstiklal Marşı’nın 10 kıtasının sözleri ve anlamı ,İstiklal Marşı’nın Osmanlıca yazımı ve okunuşu , İstiklal Marşı’nın Sözleri ve Anlamı – İstiklal Marşı’nın 10, Kıtası Mehmet Akif,
Yayınlanma Tarihi: 25-01-2024