Evlilik, kişinin dinî hayatını en güzel şekilde yaşaması ve koruması için son derece lüzumlu bir müessesedir. Bu sebeple evlenirken dindar, güzel ahlâk sahibi eşleri seçmek ve dindar bir âile kurmaya çalışmak îcab eder.
Rasûlullah (s.a.v) bu hususu şöyle ifade buyurur:
“Kadın dört sebepten biri için nikâhlanır: Malı, nesebi, güzelliği ve dindarlığı. Sen dindar olanı seç ki hayır ve bereket göresin!” (Buhârî, Nikâh, 15, Müslim, Radâ, 53)
“Dünya geçici bir faydadan ibarettir. Onun fayda sağlayan en hayırlı varlığı dindar kadındır.” (Müslim, Radâ‘, 64)
“Tohumunuz için hayırlı bir (rahim) arayın!” (İbn-i Mâce, Nikâh, 46)
“Kim evlenirse imanın yarısını tamamlamış olur; kalan diğer yarısı hakkında ise Allah’tan korksun!” (Heysemî, IV, 252)
Kur’ân’a göre kadın ve erkek, aynı zamanda birbirinin eksiğini ve zaafını kapatan, birbirini günahlardan koruyan, biyolojik mânâda olduğu kadar psikolojik ve ahlâkî açıdan da birbirini tamamlayan iki cins olarak görülür. Âyet-i kerimede şöyle buyrulur:
“Onlar sizin için, siz de onlar için birer elbisesiniz.” (Bakara, 187)
Âilenin en güzel tarafı gönül meyveleri olan evlatlardır. Kişinin hanımı ve çocuklarıyla huzurlu bir hayat sürdüğü âile yuvası, âdeta bir cennet köşesidir.
Bir yanıt yazın