İptilâlara mâruz kalan bir insan, Kur’ân’da kıssaları nakledilen peygamberlerin çektiği sıkıntıları düşünerek tesellî bulmalıdır. Meşakkatlerin en fazlasına ve en büyüğüne ise, ümmete numûne olarak Âlemlerin Efendisi’nin mâruz kaldığını tefekkür etmelidir.
Abdullah bin Mes’ûd -radıyallâhu anh- şöyle anlatır:
Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in huzûruna vardım. Kendisi sıtmaya yakalanmıştı.
“–Ey Allâh’ın Rasûlü! Gerçekten şiddetli bir sıtma nöbetine tutulmuşsunuz!” dedim.
“–Evet, sizden iki kişinin çekebileceği kadar ızdırap çekmekteyim.” buyurdu.
“–Bu herhâlde iki kat sevap kazanmanız içindir.” dedim.
“–Evet, öyledir. Allah, ayağına batan bir diken veya başına gelen daha büyük bir sıkıntıdan dolayı Müslümanın günahlarını bağışlar. O Müslümanın günahları ağaç yaprakları gibi dökülür.” buyurdu. (Buhârî, Merdâ, 3, 13, 16; Müslim, Birr, 45)
https://youtu.be/TPYglQQnO6k
Bir yanıt yazın